Eskiden çocuklar bir meslek sahibi olsun diye usta ve kalfalara ebeveynleri tarafından “eti senin, kemiği benim” denilerek teslim edilirdi. Cumhuriyetten sonra ise çocuklar daha ziyade yaz tatillerinde tanıdık bir esnafın yanına çırak olarak verilir, hayatı tanımaları arzu edilirdi.
Hatta bazı çarşı esnafı kendi çocuklarını özellikle çarşıya yakın okullara kaydettirir, böylece okula gidip gelirken dükkânlarına uğramasını sağlardı.
Sonuçta çarşının tozunu yutan çocuklar da “Hayat Mektebi”nde de okumuş olurdu.
Muhsin Özyıldırım