Türkiye’nin belki de en meşhur, ünü dünyaya bile yayılan aşırı kilolu kedisinin adını tüm dünya ancak ölümü ile öğrendi. Dahası, yaşadığı sokak sakinleri bile adını ölümüyle öğrendi. Herkes kendince bir isim yakıştırıyor, öyle seviyordu.
Tombili bu toprakların doğal kedisi olan Anadolu Kedisi‘ydi.
Tahminlere göre 10-11 yaşındaydı. 15-20 metre karelik bir alanda, sokağın giriş kısmında yaşıyordu. Uyuduğu apartmanın önü ile, diğer kaldırımdaki dükkanların önünde yaşamını sürdürüyordu. Bir kez bile sokağın diğer kısmına indiğini gören olmamıştı. (Sokak dediğimiz de altı üstü 250 metre falan)
Genelde sokaktan geçen herkes ya o hep durduğu apartmanın önünde ya da oralarda bir aracın tavan kısmında yattığını görürdü.
Apartman devamlı ilgileniyordu ancak öğrenildiğine göre devlette görevli bir profesör en azından bakım masraflarını da üstleniyormuş. Hastalandığında onunla maddi anlamda ilgilenen, veteriner parasını veren bu kişiymiş.
Tombili’nin yaşamını geçirdiği sokak hayvan dostu bir sokak. Sokağa girdiğiniz an sağda solda yemek yiyen, yatan, uyuyan kediler görürsünüz. İlginç yanı, tüm kediler birbirleri ile iletişim halindeyken, Tombili ile hiçbirinin muhattap olmamasıydı.
Tombili de onlarla muhattap olmazdı.
Tombilinin yürüdüğünü gördüğünüz “ender” anlarda, başka kedilerin yanından “sanki onlar yokmuşçasına” geçtiğine şahit olabilirdiniz.
Kedilerin hepsi çevrelerini dikkatli izlerler, bu alışıldık bir şey. Ancak Tombili daha çok mahallenin yaşlı bir sakini gibi dikkatli bakardı. Kimseyle muhattap olmaz, yanına sevmeye gittiğinizde binbir zahmetle size kafasını çevirir, belli belirsiz bir “miyavlama” refleksi gösterirdi. Kimi zaman ona bile zahmet etmezdi.
Kimi günlerde kaldırımda o meşhur pozu ile oturduğunu görürdünüz.
Açıkcası toparlanmasını bekleyemezdiniz zira oralar onundu.
Siz, saygınızı sunarak yanından uzaklaşırdınız.
Sosyal medyada bu kadar tanınmasına rağmen çok az fotoğrafı olmasının sebebi de, muhtemelen hem semt sakinlerinin hem de sokak sakinlerinin onu bir kediden ziyade, sokakta yaşayan bir ihtiyar gibi görmelerinden ileri geliyordu.
Siz her sabah ve akşam sokağınızda oturan ve balkonda duran bir yaşlı kimsenin fotoğrafını çekip durur musunuz?
İşte o derece kendini benimsetmiş, karakteri olduğunu hissettiren, adeta bir insan gibi size bakan bir kediydi.
Aslında yaşadığı gibi, sessiz ve sakin de oldu ölümü.
Sokakta yaşayanlar çok “doğal” karşıladı.
Tombili’nin yaşadığı sokakta yaşayan insanlar, her hayvanı sahiplenip onlarla ilgilendiği gibi sahiplenmişti aslında Tombili’yi.
Günün belli bir kısmını önünde geçirdiği dükkan sahipleri için de, onlarla günü tamamlayan bir kişiydi o.
Tombili’nin devamlı durduğu Yavuz Nakliyat sahibi Ersin Bey, Tombili’yi araçların tavanında yatarken beslerdi. İlginç yanı yemek yemek için de pek yerinden kıpırdamazdı.
Onu araçların üzerinde görenler “acaba nasıl çıktı bu şişman haliyle buraya” diye şaşırırdı.
Hatta, kiloları sebebiyle kendisini temizleyemediği için parazit dahi olmuştu. Kendisini temizlemek istediğinde bir kolunu kaldırıma koyar, o şekilde kendini yalamaya çalışırdı.
Sokak için aslında dünyaca tanınan, bir maskot değildi, hatta sokakta yaşayanlar için bu kadar önemli dahi değildi. Onlarla yaşayan bir kimseydi, ve yine onların arasında yaşadığı gibi sevgiyle hayatını kaybetti.
Diğer kedilere baktığınızda pek umursayan yok gibi kaybını ama ne ilginçtir ki öldüğünden beri geçen sürede, her zaman uyuduğu apartman girişindeki yerinde yatan başka bir kedi yok.
Belki de bir saygıdır bu, bilemeyiz.
Şimdi artık her zaman olduğu yerde heykeli mevcut.
Tombili’nin bu güzel hatırasını nesilden nesile taşımak da bizlerin görevi