Adalet Bakanlığı tarafından yaklaşık 4 yıl önce hukuk sistemimize dahil edilen 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren de işçi-işveren uyuşmazlıklarında zorunlu hale gelen bir sistemdir.
6325 sayılı HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU 07.06.2012 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu kanunda Arabuluculuk; Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmıştır.

Bu sistemde uyuşmazlığın tarafı olanlar mahkemeye başvurmadan önce özellikle 01.01.2018 tarihinden itibaren işçi-işveren uyuşmazlıklarında mutlaka arabuluculuk kurumuna müracaat zorunludur. Bu süreç tamamlanmadan işçi alacakları yönünden açılan bir davanın görülmesi mümkün değildir. Arabulucuya müracaat etmeden açılan davalarda iş mahkemeleri tarafından dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle DAVANIN REDDİNE karar vermek durumundadır.
Arabuluculuk; iş mahkemelerinde görülen işçi- işveren alacakları dışında zorunlu değildir. Taraflar bu istisna dışında arabulucuya müracaat, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ya da sona erdirmek noktasında serbesttirler.
Yine arabuluculuk süreci boyunca taraflar eşit olup; taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirdearabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar.
Taraflar, vekilleri ve de arabulucu uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda,
- Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği
- Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen
görüşler ve teklifler.
- Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir
vakıa veya iddianın kabulü.
- Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler kullanılamaz.
Arabulucu nezdindeki bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler, yargılama esnasında delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz.
Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir. Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesinin gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür.
Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun
esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür.
Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, dahasonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.
Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru
hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Arabuluculuk faaliyeti; tarafların anlaşmaya varması, taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden
çekildiğini bildirmesi ve de tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi hallerinde sona erer.
Son olarak; arabuluculuk aşamasının tarafların anlaşmasıyla sona ermesi halinde arabuluculuk ücreti aksine bir anlaşma olmadığı takdirde taraflarca eşit olarak ödenir.
Av Mustafa KARAOĞLU