Eskisi gibi rahatça dışarı çıkılabilecek mi? Tatile gidebilecek mi? İşte bu ve benzeri merak edilen soruları Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü yanıtladı.
Eskisi gibi rahatça dışarı çıkılabilecek mi? Tatile gidebilecek mi? İşte bu ve benzeri merak edilen soruları Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü yanıtladı.
VİRÜSÜ SİZE EN YAKININIZDAKİ TAŞIR
Ramazanın getirdiği risk sosyal davranışlarla ilgili. Çünkü ramazan ayında toplumsal davranış kalıplarımız biraz değişiyor. Özellikle iftar davetleri, teravihler, hatim ya da mukabele gelenekleri var topluca kuran okuma alışkanlıkları var. Bunların devamıyla ilgili sorunlar olabilir.
Bunları da Diyanet İşleri Başkanlığı bir şekilde yönetmek zorunda ve dile de getiriyorlar. Teravih namazları topluca kılınmıyor ama evlerde veya cami dışındaki yerlerde böyle teravih kılma girişimleri istekleri olabilir. Bu riskli bunu söylemekte yarar var.
Yine aynı şekilde iftarlar, davet edilmek veya davet etmek riskli, evde hane halkıyla iftar yapmak lazım yani uzaktan olmasa da komşunuz, arkadaşınız, akrabanız, kardeşiniz olabilir. Zaten bu virüsü size bulaştıracak olan insanlar uzaktan tanımadığınız kişiler değil onu söyleyeyim.
Virüsü size taşıyabilecek olan kişiler en yakınınızda en sık görüştüğünüz dostlarınız, komşularınız, kardeşiniz, yakın akrabalarınızdır. Onun için çok dikkat etmek gerekiyor. Hane halkı dışında başkalarına iftara gitmemek başkalarını da iftara çağırmamak şu dönemde en güvenli olan.
ÇOCUKLAR İÇİN DÜNYAYI SORGULAMA VAKTİMİZ GELDİ
Salgın yüzünden dünyada 8 milyar insan evde hapis kaldı. Hayat durdu. Demek ki bizim şuanda süre geldiğimiz hayat aslında çok güvenli bir hayat değilmiş çok kırılganmış ve çok güvensiz bir ortamda yaşıyormuşuz.
Bunun sürdürülebilir olmadığını artık anlıyoruz. Çünkü bu Covid ile bir şekilde başa çıksak bile bundan sonra ortaya çıkabilecek benzer salgınlara karşı son derece dayanıksız ve kırılgan bir hayat kurgulamışız.
Dolayısıyla bundan sonra nerede hata yaptık ve bundan sonra nasıl bir dünya kurgulamalıyız? Sözünü hepimiz tartışıyoruz. Biz çocukluğumuzda böyle bir dünya devralmamıştık. Doğayla daha barışıktık.
Şimdi çocuklarımıza verdiğimiz dünya böyle değil. Belki bundan sonra bunları tartışıp ‘Nasıl daha güvenli, daha sürdürülebilir, doğayla barışık bir dünya kurgularız?’ bunu konuşmamız gerekecek.