YTÜ araştırma görevlisi Elif Kırpık, kentsel dönüşüme yurttaş katılımı ve Kadıköy Tarihi Çarşı’yı ele alan yüksek lisans tezi hazırlıyor
Yıldız Teknik Üniversitesi Kentsel Dönüşüm ve Planlama Programı’nda yüksek lisans yapan ve aynı üniversitede Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Elif Kırpık, Kadıköy Tarihi Çarşı’yı içeren bir tez hazırlıyor. Kırpık, toplumun katılım süreçlerine internet sayesinde kolayca erişebilmesini sağlayan Toplum Katılımlı Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin kentsel dönüşüm alanlarında uygulanabilirliğini analiz edecek. Bunun için de Kadıköy’ün simgelerinden Tarihi Çarşı’yı seçti. Amaç çarşıyı kullanan Kadıköylülerin ve bilhassa çarşı esnafının kentsel dönüşümden beklentileri ortaya çıkarmak… ‘’Yaşadığımız alanların sağlıklı hale gelmesi önemli bir konu fakat maalesef uygulamaların odağında ‘vatandaş’ yok. Bu soruna dikkat çekmek, toplum katılımının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedim’’ diyen Elif Kırpık’la konuştuk.
Siz Kadıköylü müsünüz? Neden burada proje hazırlıyorsunuz?
Burada hiç yaşamadım ama Kadıköylüyüm. Bence Kadıköy hepimizin, tüm kullanıcıların ve oraya ait hissedenlerin. Ayrıca Kadıköy Kent Konseyi Sürdürülebilir Kent Çalışma grubundayım. Şu an Kadıköy’ün mevcut durumunu analiz ediyoruz.
Tezinizin konusu nedir?
Tezimin adı “Toplum Katılımlı Coğrafi Bilgi Bilimi Uygulamalarının Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Kullanımı: Kadıköy Tarihi Çarşı ve Çevresinde Örnek Çalışma”. Bu yüksek lisans tezimi YTÜ Kentsel Dönüşüm ve Planlama Programı kapsamında Doç. Dr. Ayşegül Özbakır danışmanlığında yürütüyorum.
Günümüzde kentsel dönüşüm stratejileri planlama gündeminde ağırlıklı bir yer tutuyor. Ekonomik ve sosyal yapıdaki değişimler, doğal afetler ve riskler ile özellikle kent merkezilerinin geçirdiği değişim ve zamanla bu alanların üzerinde artan baskılar kentsel dönüşüm uygulamalarını sıklıkla karşımıza çıkarıyor. Bu gelişmelere paralel olarak, sürekli gelişen bir bilgi ve iletişim teknolojileri ve toplumsal kapasite var. Artık insanlar bilgiye erişmek, değerlendirmek ve yaşadıkları alanlarla ilgili veri üretmek istiyorlar. Kentsel dönüşüm çalışmalarında da temel eksik vatandaşların bu dönüşüm sürecine katılamaması. Dolayısıyla yerel değerlere önem verilmeden, yalnızca fiziksel değişimin yapılıyor. Katılım çalışmaları olsa dahi grup toplantıları gibi geleneksel yöntemler uygulanıyor. Ama bu yöntemlerin de zayıf kaldığı yönler var. Bu noktada internet ve teknolojinin de gelişimiyle, katılım yöntemlerine olan erişilebilirliğin kolaylaştığı kent bilgi sistemleri, tartışma forumları gibi araçlar doğdu. Bunlardan birisi de Toplum Katılımlı Coğrafi Bilgi Sistemleri (TKCBS). Bu sistem toplumun katılım süreçlerine internet sayesinde kolayca erişebilmesini sağlıyor.
Bu çalışmanın da temel amacı; karar vericiler ve toplum arasında bir köprü görevi gören TKCBS’nin kentsel dönüşüm alanlarında uygulanabilirliğini analiz etmek ve geleneksel katılım yöntemleri ile bütünleşmesini incelemek üzere bir alan çalışmasıyla beraber katılımın düzeyini belirlemek. Kadıköy Tarihi Çarşı ve çevresinde uygulanacak olan pilot proje, Kadıköy Kent Konseyi desteğiyle gerçekleştiriliyor. Çalışma kapsamında alanda mevcut durum analizi, paydaşların talep ve önerilerinin mekânsal olarak toplanarak analiz edilmesi, değerlendirilmesi ve paydaşlara geri dönüş yapılması hedefleniyor.
Çalışma alanı olarak Kadıköy Tarihi Çarşı ve çevresini neden seçtiniz? Sizin kişisel olarak ve bir akademisyen olarak Çarşı’ya bakışınız nasıl? Sizce çarşı olumlu-olumsuz yanlarıyla nasıl bir yer?
Kadıköy Tarihi Çarşısı, Kadıköy’ün yüzü… Yüzlerce yıllık tarihi geçmişi ve hem fiziksel, hem mekânsal hem de sosyal dokusu Kadıköy’ü en güzel ifade eden yer. Çok özgün bir dokuya sahip. Sokakta alışveriş yapma, alışveriş yaparken sosyalleşme sağlıyor. Tüm yerleşimlerde olduğu gibi çarşıda da olumlu ve olumsuz yönler var ama en önemli konu olarak gelenekselliğinin tehdit altında olmasını belirtebilirim. Kentlerin büyümesi ve neticesinde artan toprak değerleri tarihi kent merkezlerini baskılarken Kadıköy Tarihi Çarşısı geleneksel ve özgün yapısını kaybetmemeli.
Bildiğim kadarıyla çarşıya dair bir kentsel dönüşüm çalışması yok. Siz olmasından mı olmamasından mı yanasınız?
Elbette olmasından yanayım fakat kentsel dönüşüm olgusunun irdelenerek en doğru müdahale biçimi tercih edilmeli. Toplum odağa koyularak, tüm paydaşların katılımıyla yapılmalı.
Kadıköylülerin (burada yaşayan, kullanan ve çalışan esnaf) çarşıya ve kentsel dönüşüme yönelik görüşlerini analiz etmeye yönelik 3 anketiniz var. Bu anketler hangi tarihe dek yanıtlanabilir? Ortalama kaç kişinin yanıtlamasını hedefliyorsunuz? Ve bu çalışmanızı ne zaman sonuçlandırmayı planlıyorsunuz?
Anketler 20 Nisan’a dek yanıtlanabilir. 3 anket için toplam 900 kişinin katılımı gerekiyor. Tezimi Haziran’da bitirmeyi hedefliyorum.
Araştırmanız henüz sonuçlanmadığı için bu sorum biraz afaki olacak ama; nasıl sonuçlar çıkmasını öngörüyorsunuz?
Araştırma sonucunda mekânsal bir veriye sahip olacağız. Kullanıcı anketleri farklı ilçelerden gelen kullanıcıların amaçlarının, ulaşım seçeneklerinin ve ziyaret sürelerinin değişimini göz önüne sunacak. İşyerleri ve hanehalkı için yapılan anketler ise hangi sokaklar üzerinde temel sorun ve memnuniyetlerin ortaya çıktığını, kullanıcıların ve hizmet türlerinin nerelerde yoğunlaştığını, öncelikli sorun alanlarının tespitinin yapılmasına olanak verecek ve kentsel dönüşümden beklentileri ortaya koymuş olacak.
Çalışmanın Kadıköylüler için çok önem arz ettiğini düşünüyorum. Toplum kendi düşüncesini belirtirse, yaşadığı alana katkı sağladığını düşünecek ve yaşadığı, çalıştığı alanlara ilgisi artacaktır. Karar verme süreçlerinde de söz sahibi olmaları katılımcı yönetişime geçişi sağlayacaktır.
Kentsel dönüşüm bıçak sırtı bir konu. Bir yandan sağlıksız binaların yenilenmesi olumlu bir durumken, bir yandan da ‘ranta yönelik’ planların olumsuzluğu söz konusu. Sizin görüşlerinizi öğrenmek isteriz…
Kentsel dönüşüm olgusu tek bir müdahale yöntemi sunmaz, şemsiye bir kavramdır. Ülkemizde genellikle “yıkıp yeniden yapma” olarak algılansa dahi yaklaşık 20 adet müdahale yöntemi var. Fakat hangi yöntem olursa olsun yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil, ekonomik ve sosyal gelişmenin de olduğu yaklaşımlar benimsenmeli. Ülkemizdeki uygulamalarda temel sorun; yalnızca fiziksel dönüşüme önem verilmesi ve dolayısıyla soylulaştırma gibi toplumsal sorunların belirmesi…
Akademisyenlerin bu konuya eğilmelerini nasıl yorumluyorsunuz? Sizce bu alanda yeterince araştırma var mı?
Önem verilen bir konu. Fakat uygulamalarda akademisyenlerden yeterince danışmanlık alınmadığını ve dolayısıyla yansımalarının gündelik yaşamda görülmediğini düşünüyorum.
Gökçe UYGUN
Gazete Kadıköy