Kadıköy Çarşı içinde yer alan , tarihsel binalardan birinde yabancı dil eğitimi veren British Fly , 13 yıllık bir eğitim kurumu olarak Bakırköy’den sonra, 6 yıl önce Kadıköy’deki şimdiki yerlerini eğitim faaliyetine geçirdi. Kurucusu Engin bey, Türkiye’de bu güne kadar şikayet oranı en az olan bir eğitim kurumu olduklarını ve bunu öğrencileri ile yakından ilgilenerek yarattıkları memnuniyetle sağladıklarını ifade ediyor. Kurumsal eğitimlerde, Eczacıbaşı ve Sun Expres , THY gibi kurumlara eğitim hizmeti veriliyor.
Kurumun kurucusu Engin Kurataran’la söyleşimizde sorularımıza detaylı cevaplar aldık.
1- Yabancı dil eğitiminin başarıyla yürütülebilmesi için yerine getirilmesi zorunlu olan “olmazsa olmaz” koşullar nelerdir?
Yabancı Dil Eğitiminin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için en temel koşul öncelikle ihtiyaç analizi yapmaktır. Daha sonra eğitim programını, metotlarını ve aktivitelerini bu ihtiyaca göre seçmek ve yürütmektir. British Fly Dil Okulları olarak öğrencilerimiz bize geldiklerinde önce neden dil öğrendiklerini belirlemeye çalışıyoruz. Ve onların ihtiyaçlarına göre eğitim programlarını belirliyoruz. Sınavda başarılı olmak üzere bize müracaat eden öğrenci ve genel İngilizce eğitimine ihtiyaç duyan öğrencilerin ihtiyaçlarına göre onlara programlar sunuyoruz. İhtiyaç analizi sonrasında programın ve eğitim materyalinin bu ihtiyaca uygun olarak belirlenmesinin devamında, öğrenimin sürekli izlenerek yine eğitim süreciyle ilgili bireysel değerlendirmeler yapılması gereklidir. Bütün bunlara ilaveten öğrenilmeye çalışılan hedef dile öğrenicinin mümkün olduğu kadar maruz bırakılması bir zorunluluktur. Bunun yanında öğrencinin ihtiyaç duyduğu eğitim programına uygun materyallerin kullanılması, sınıf ortamında teknolojinin entegre edilmesi ve dört temel beceri üzerine odaklanılması çok önemlidir. British Fly Dil Okullarında uyguladığımız programlar bu mantığı temel almaktadır.
2- Ülkemizde bu koşulların ne kadarı başarı ile uygulanıyor?
Ülkemizde yukarıda bahsettiğim koşulların sağlanması şu ana kadar pek mümkün olmadı ve bu sebeple hala herkes dil öğretimi konusunda sıkıntılarını dile getiriyor. Ama bizim gibi bu işe ticari olmaktan çok eğitimsel olarak yaklaşan dil okulları ki ne yazık ki sayıları çok fazla değil, bir model olabilir. Biz British Fly Dil Okulları olarak bu sorunun çözümü için bir model olduğumuzu düşünüyoruz.
3-Türkiye’de yabancı dil eğitiminde, sarf edilen bunca kaynak ve emeğe rağmen, istenilen seviyede verim alınamamasının nedeni sizce nedir?
Ülkemiz koşulları ve öğrenci ihtiyaçları göz önünde bulundurulmadan eğitim programları ve müfredatlar hazırlanmakta. Meslek lisesinde okuyan öğrenci ile Anadolu Lisesinde okuyan öğrenciler aynı müfredatı takip ediyor. Ancak bu öğrencilerin ihtiyaçları beklentileri birbirlerinden çok farklı. Bunun yanında kullanılan eğitim materyalleri çok yetersiz ve kalabalık sınıflarda çok gerekli olan etkileşimin miktarını azaltmakta.
4-Şu andaki kitaplar da bir parça iyileştirilmiş olmakla beraber çok iyi değiller. Bir defa öğrencinin seviyesine uygun değiller. Dilleri çok ağır ve sıkıcı. Birçok edebi ve bilimsel terimler mevcut, Günlük konuşma diliyle pek bir alakası yok. Siz İngilizce eğitim kitapları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kitaplar sınıfta öğretmeyi ve öğrenmeyi kolaylaştırmak için kullandığımız araçlardan yalnızca biri. Öğretimin takip edilmesini kolaylaştırdıkları için herkes tarafından temel olarak alınmakta ve sürecin en önemli parçalarında biri olarak görülmekteler. Kitaplar aynı zamanda çok büyük bir endüstrinin bir parçası, yani çok büyük yabancı yayınevleri çok çeşitli kitaplar hazırlamakta ve bunlar kapsamlı setler olarak okulların hizmetine sunulmaktadır. Biz British Fly Dil Okulları olarak bize başvuran öğrencinin ihtiyaçlarına göre kendimiz kitap setlerini hazırlayıp öğrencilerimize sunuyoruz. Ve Yukarıda bahsettiğim başarılı yayınevleri bizim referans noktalarımız.
5-Okullarımızın pek çoğunda yetersiz araç – gereçten dolayı yabancı dil öğrencilerinin dinleme ve konuşma becerileri gelişememekte olan araç gerecin çoğu dakullanımı bilinmediği için atıl durumda Okullarda ve kurslarda Yabancı Dil Öğretiminde Araç – Gereç Kullanımı nasıl olmalı?
Teknolojik araçların sınıfta bulunması çok önemli. Bizim sınıflarımızda Akıllı tahtalar, bilgisayarlar ve diğer yardımcı donanımlar her zaman hazır. Bunun yanı sıra uygun eğitim yazılımları kullanmak ve onları yine eğitim ihtiyaçlarına göre tasnif edip öğrencinin amaçlarına göre hazırlamak ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bunların sınıfta olması eğer siz onları yukarıda bahsettiğim gibi amacına uygun kullanmadığınız sürece hiçbir şey ifade etmez..Ancak bu durumda aynı kitaplar gibi öğretmeyi ve öğrenmeyi kolaylaştıran araçlar olarak görülebilirler. Onun ötesinde her şey sınıftaki etkileşimin yönünü ve kalitesini belirleyecek olan öğretmende bitiyor. Eğitimin ve öğrenimin ana unsuru öğretmendir ve onun kalitesi her zaman sınıftaki tüm yardımcı materyallerin kullanımını ve öğrenciler üzerindeki etkisini artıracaktır. Bundan dolayı hem Kadıköy hem Bakırköy şubelerimizde hep kaliteli ve deneyimli öğretmenlerle çalışıyoruz.
6- Yabancı dil eğitimi ölçme-değerlendirme sisteminin yani Yds’yi yeterli ve uluslararası sınav ölçeklerine uyumlu buluyor musunuz?
YDS hiçbir şekilde uluslararası sınavlar ölçeğinde değil. Bir kere YDS dört temel beceriyi ölçmekten çok uzak. Dinleme, Konuşma ve Yazma becerileri bu sınavda ölçülmüyor. Bu sınav sizin ne kadar İngilizce bildiğinizle ilgilenmiyor. Sadece sizi sıralamak için yapılmakta olan ve dil eğitim ve öğreniminin prensiplerinin çok uzağında olan bir sınav. Onun yanında uluslararası hiçbir kullanımı yok. Uluslararası şirketlerde çalışmak, yurt dışında kariyer yapmak ve okumak istiyorsanız, uluslararası sınavlara girmeniz gerekir. Birtish Fly Dil okulları uluslararası sınavlar için Anadolu yakası resmi kayıt ve hazırlık merkezidir. Sınava öğrencilerin avantajlı bir şekilde kayıt olup, yardım alarak hazırlanmaları için bize müracaat etmeleri yeterlidir.
7-Yabancı dil eğitimindeki sorunları çözmek, eğitimi koordine edecek ve derleyip toplayacak bunu yürütecek ulusal düzeyde bir kurumsal yapılanma YÖK nezdinde bulunmuyor. Sizce böyle bir kurulun gerekliliği nedir?
Bu konuda sorunları çözmek ve bunu koordine etmek Milli Eğitim Bakanlığının görevi. Bakanlığımız yakın zamanda bununla ilgili bir vizyon belgesi yayımladı. Ve yukarıda bahsedilen konuların çözümü için bir inisiyatif başlattı. Biz başarılı olacaklarına gönülden inanıyoruz
8-Dili akıcı konuşmak için erken yaşta öğrenmek gerektiğini ileri sürülüyor. İngilizce öğrenmede en uygun yaş sınırı nedir?
Çok klişe ama öğrenmenin yaşı yoktur. Her yaşta dil öğrenilebilir. Bunun dışında araştırmalar henüz çok erken yaşta dil öğrenmenin sonraki yaşlarda dil öğrenmeye başlamaya göre öğrenmeyi kolaylaştırdığını henüz net bir şekilde ispatlayamadılar. Ama 6 yaş ana dili gibi konuşabilmek açısında bir sınır kabul edilmektedir. Bu yaştan sonra her geçen zaman native-like yani anadili gibi konuşabilmek konusu zorlaşmaktadır. Erken yaşta dil öğrenmeye başlamanın dil öğrenmek için size yeterli zaman kazandırmasının yanı sıra, ön yargılardan uzak olmanız, daha istekli olmanız ve farkında olmadan öğrenmek için yeterli zaman sağlaması bakamından avantajları vardır.
9- Yabancı dillerle Türkçe arasındaki en önemli fark ise söz dizimin de ortaya çıkıyor. İngilizce ’de, İtalyanca ’da, Fransızca ’da ve diğer pek çok Avrupa dilinde söz dizimi Türkçe’nin tersidir. Onlarda fiil cümlenin başında gelir biz de ise sonunda. Batı dillerinin kökeni olan Latince ’de söz dizimi Türkçe ’dekinin aynısıdır. Özne, eylem, zamir hepsi cümle içinde aynı yerde yer alırlar. Bu husus Avrupa dillerini öğrenmede kolaylık sağlar mı?
Tabi ki bir kolaylık sağlamaktadır. Söz diziminin farklı olması, alfabenin farklı olması, telaffuz farklılıkları gibi durumlar dil öğrenmeyi zorlaştırmaktadır. Bunun biz şu şekilde özetleyebiliriz dil arasındaki benzerlikler arttıkça öğrenmekte kolaylaşacaktır ancak farklılıklar arttıkça o dili öğrenmek zorlaşacaktır.
10-Yabancı dil eğitiminde önce okuma becerisine, daha sonra yazma becerisine, son olarak da dinleme ve konuşma becerilerine sahip olunuyor. Bu yüzdendir ki, çok iyi dilbilgisi ve yazma becerisine sahip Türk öğrencileri, yazın gittikleri turistik bölgelerde karşılaştıkları yabancılarla konuşmaktan çekiniyor. Sizce doğru sıralama bu şekilde mi olmalı ?
Becerileri edilgen beceriler okuma ve dinleme becerileri ve aktif beceriler yani üretici beceriler konuşma ve yazma diye ayırabiliriz. Diller temelde dinleyerek ve okuyarak dile maruz kalma şeklinde öğrenilir. Yani dinleme ve okuma yoluyla mümkün olduğu kadar anlamlı girdiye maruz kalmalısınız. Dinlediklerinizin ve okuduklarımızın bizim için anlamlı olabilmesi noktasında da dil bilgisi ve kelime bilgisine ihtiyaç duymaktayız. Yani başlarda aynı ana dilini öğrenen çocukların sessiz dönemleri gibi edilgen olmamız normal. Fakat ilk aşamayı geçtikten sonra mümkün olan tüm ortamlarda öğrendiklerimizi üretmek ve kullanmak için çaba sarf etmeliyiz. Konuşma becerilerimizi geliştirmenin en önemli yolu yine mümkün olduğunca çok miktarda dile maruz kalmaktır. Bu sokakta evde ve işte bu mümkün olmadığına göre ne kadar çok dinlersek ve okursak o kadar çok konuşabiliriz ve yazabiliriz.
11-Okullarımızda öncelikli tercihin İngilizce olması tek dilin hakimiyetini gündeme getirmekte; çok dillilik, çok kültürlülük projelerini savunan Avrupa Birliği’ne bağlı birçok ülke içerisinde geri planda kalmamıza sebep olmaktadır. Bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?
Bu durum aslında pek de öyle değil. Avrupa Birliği projelerini British Fly Dil Okulları olarak on yıldan fazladır takip etmekteyiz ve buradaki hibe kullanımlarında Türkiye ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Bu projelerin çalışma dilleri İngilizcedir. Bu iş ve işleyişi kolaylaştırmaktadır. Çok kültürlülük ve çok dillilik önünde bir engel değil aksine bunların herkes tarafından tanınmasını ve bilinmesini kolaylaştıran bir araçtır. Biz bu konularda kesinlikle geri planda değiliz. Yapılan projelerin sayısı ve hibe kullanım miktarları bunu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
12– Bilindiği üzere, Avrupa’nın nüfusu hızla yaşlanırken Türkiye gitgide çoğalan genç bir nüfusa sahip. İnsanların ve işverenlerin İngilizce eğitimiyle ilgili yoğun talebinin toplumdaki rekabet ortamında etkisi görülüyor. Böyle bir ortamda sizce en iyi İngilizce eğitim okullarda mı yoksa kurslarda mı daha başarılı sonuç doğuruyor.
Bizim, British Fly Dil Okulları olarak bir eğitim felsefemiz var. Bu felsefeye göre yani eğitimin öncelikli olarak öğrenici ihtiyaçlarına göre biçimlendirilmesi, programların ve etkinliklerin ona göre biçimlendirilmesi, kullanılan eğitim materyallerinin yine buna göre seçilmesi temel yaklaşımımız. Aynı zamanda eğitim süreçlerinin sürekli takip edilmesi gereken süreçler olarak kabul ediyoruz ve öğrencilerimizin öğrenme performanslarını bireysel olarak takip ediyoruz. Bunu nerede yaparsanız yapın başarı gelecektir.
13- Yabancı dil öğrenmede motivasyonun rolü nedir?
Motivasyon yani ihtiyaç hissetmek ve bu ihtiyacın gereklerini bilmek çok önemli. Dil öğrenmek kolaydır fakat öğrenicinin mutlaka bireysel olarak bu işe zaman ve enerji ayırması gerekmektedir. Bununda zaman içinde kaybolmasını önlemek için yüksek bir motivasyona sahip olmak çok önemlidir. Biz burada yine kendimize düşen görevler olduğunu biliyoruz. Ve öğrencilerimizin motivasyonun korumak adına derslerden sonra 8 farklı etkinlik yapıyoruz. Bunları, konuşma, film izleme, yaratıcı yazma, telaffuz, medya araçlarının takip edilmesi, öğrencilerle bir bir görüşmeler ve her hafta telafi dersi vermek gibi özetleyebiliriz. British Fly Dil okulları olarak bize böyle bir imkan verdiğiniz için teşekkür ediyoruz.